Ateş Düştüğü Yeri mi Yakar

"Ateş düştüğü yeri yakar" derler atalarımız. Yâni 'Felâket kimlerin başına gelirse asıl onlar etkilenir. Mûsibet kimin başına gelmiş ise sadece onu sürekli acı içinde bırakır. Başkalarının acıması, üzülmesi, gelir geçer.' miş anlamı.
Söz konusu birinin vefâtı olduğunda ne kadar doğrudur?
Kardeşimin bebeğini doğumdan bir gün önce kaybettik. Anne karnında kalbi durmuştu. O zaman kardeşim Kilis'te bense Antep'teydim, eşi de Adana'da. Kardeşim olayı duyar duymaz yola çıktı, beni almaya geldi. İlk defa yakınlarımdan birini kaybetmiştim, ne diyeceğimi bilemedim, başımız sağolsun bile dilimden dökülemedi. Kim bilir belki kâbustu, Adana'ya varınca minicik elleri, insanı şaşırtacak o gür saçları ile karşımızda duracaktı belki. Lâkin öyle olmadı, bebeği morga kaldırmışlardı. Ben eşinin sağlık durumunu söyledikten sonra bebeği soran kardeşime morg dememle ikimizin de ağlaması bir oldu. Kendisi soğuk olduğu kadar canlı bir varlığı bile dondurabilecek kadar soğuk bir kelime: morg
Yol boyu iki şarkı dinlemiştik. Biri İlyas Yalçıntaş'tan İncir, diğeri ise Ebru Gündeş'ten Gönlümün Efendisi.
           "-İncirler olana kadar kalsaydın bari-
           -Geçmiyor boğazımdan inanır mısın                            
           Sen yokken ne ekmek nede bir yudum su-
           -Birer birer uçurumdan atlar hevesler-
           Söndürün kalbimi
           Gidiyor gönlümün efendisi
           Durdurun onsuz olamam artık" mısraları sessizliğimizin içindeki acıyı dile getiriyordu.
O gün bugündür bu şarkıları dinlediğimdeki hüzün ilk günkü gibi tazeliğini koruyor.
Birkaç ay geçti kardeşimin kayınbabasını vefat etti, bir yıl sonra da gelinin anneannesi. Yeğenimin bulunduğu mezarlığa defnedilecekti. Mezarlığın kapısından girer girmez gözlerim doldu. Uzun bir aradan sonra kardeşimle karşılaşacaktık. Kimse ağladığımı görmesin isterken gözyaşlarıma hâkim olamadım. Özellikle kardeşim görmesin isterken asıl onunla göz göze geldiğimde daha çok süzüldü gözyaşlarım yanaklarımdan.
Büyükleri hayırla yâd ederken küçüğümüzü ise Yusuf yüzlü olarak hatırlayacağım. Ben ömrümde bu kadar tatlı, bu kadar yakışıklı ve bir o kadar nur yüzlü bir bebek görmedim.
"Allah'ım benim ömrümden al ona ver" diyemeden gitti. Yâni şimdi acımız geldi geçti mi! Benim, annemin, babamın, ablamın...
Belki annesi babası kadar yanmadı içimiz ama her anımsadığımızda doluyorsa gözlerimiz, hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyorsa içimizden ateş düştüğü yeri yakmaz sadece;
"Ateş düştüğü yeri daha derinden yakar".
         
                                                                                                                                              su düşü








YORUM BIRAK

Daha yeni Daha eski