Oysa defalarca sormuşlardı:
"Büyüyünce ne olacaksın?" diye
"Mutlu" diyemedik...
Çünkü çocuktuk,
Akıl edemedik.
Nazım Hikmet
Ne güzel dizeler. Çocukken gerçekten mutluyduk, ağlasak da zırlasak da beş dakika sonra unuturduk. Düşer yaralanırdık, yaralarımız çabuk iyileşirdi. Arkadaşlarımızla bir küser bir barışırdık o da uzun sürmezdi. Şimdi öyle mi? Buluttan nem kapıyoruz. Kapanmayacak yaralar açıyoruz kendimize. Mutluluğumuzun anahtarlarını başkalarının ellerine bırakıyoruz. Sonra da mutlu olmanın yollarını başkalarında arıyoruz: yok "Mutlu Olmanın Sırları", yok "Mutlu Olmanın 10 Altın Kuralı", "Mutlu Olmak İçin Neler Yapmalıyım?" vs. vs.
Ben anahtar manahtar sır mır vermiyorum ;) Bunun sırrı sizin kalbinizde zaten. Sadece ipucu vereyim. Nasıl bir çocuktunuz, şimdi nasıl bir insana dönüştünüz? Sizi bu duruma getiren etkenler neler? Size mutsuzluk veren şeylerden ne kadar vazgeçebilirsiniz? Size mutluluk verecek neleri dahil edebilirsiniz yaşamınıza ve aklınıza gelecek diğer sorular. Mutlu olmak için geç değil, hiçbir şey için geç değil. Yazıyı yayınlamadan önce yorumlarını beklediğim iş arkadaşım Bedir Oooo impressive impressive (etkileyici) dedi beni sevindirdi. Umarım siz de beğenirsiniz.
Şimdilik bu kadar bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle, hoşçakalın.
Anahtara gerek yok. Sir mir vermeyeceğim derken birbirinden güzel bir kaç ipucu vermişsin. Evet çocuk olmanın huzuru ve mutluluğu çocukluğun masumiyetinde gizli. Bizler içinse çok geç ama imkansız değil
YanıtlaSilYorum Gönder