sf 76 Çatışmayı Tetikleyen İnançlar
Eğer çok talepkar bir koca ile çok itaatkar bir kadın eşleştiyse? Mantıken çok iyi geçinebilirler çünkü rolleri çok açık tanımlanmış ve birbirini tamamlıyor. Ancak, itaatkar kadın sürekli her istediğini karşıladığı için talepkar erkek mutlu ve tatmin olmuş olabilir, ancak kadın, ilişkilerindeki alma-verme dengesizliği nedeniyle mutsuz ve hayal kırıklığı yaşıyor olabilir.
Her eşin duyguları, karşıdakinin değil kendi tutumlarına bağlıydı.
İlişkilerinde sorunları çözmekte kişisel sorumluluklarını almaya istekli kişiler ve eşlerini mutlu etmek için fazlaca gayret gösterenler ilk testte sadece daha tatminkar ve sevecen ilişikiye sahip olmanın yanında zamanla pozitif duygularının daha da arttığı sonucuna varılmıştır.
Suçlamak ya da geçinemediği kişiyi değiştirmeye çalışmak yerine kendilerini değiştirmeye odaklanan bireyler ilişkilerinde harikalar yaratırlar. Birçok vakada bu çok uzun zaman almadı.
Dikkat! Diğer insanı suçlamayı bıraktığınız zaman, kendinizi suçlamaya başlamanız gerektiğini sanabilirsiniz. Dikkatli olun. Kendini suçlamak depresyonu tetikleyebilir. Size ilişi sorunlarını çözmede diğer kişiyi suçlamaktan daha fazla yardımcı olamaz.
Kendini suçlamak, eşini suçlamanın panzehiri değildir.
Kendini ve karşındakini suçlamak hiç verimli değildir. Kendini suçlamak, sizi hareketsiz bırakır, moralinizi bozar ve yenilgiye uğratır.
Bazı insanlar, gerçekte öyle olmadığı halde, dğer kişinin duygularını anladıklarını ve kendi duygularını ifade ettiklerine inanırlar. Ruh sağlığı profesyonelleri de başlangıçta aynı zorukla karşılaşırlar. Bunu söylemek tuhaf görünebilir ama onların da iletişim becerileri gerçekte ortalama insanlardan daha iyi değildir.
Kendi iletişim hatalarınızı belirlemeye ve kabul etmeye cesaretiniz varsa diğer insanlarla yararlı bir ilişki için sancılı fakat yaşamsal önemi olan bir adım atmış olacaksınız.
Başkalarının yaptığı hatalara odaklanmak, kendi hatalarımıza odaklanmaktan çok daha kolay ve çok daha az acı vericidir.
Siz değiştiğiniz anda, karşınızdaki kişi de değişecektir.
Birçok insan konuyu değiştirerek ya da yumuşatarak çatışmadan kaçınmaya çalışır. Bu bakış açısını, Çatışma Fobisi ya da Öfke Fobisi olarak adlandırıyorum.
Silahsızlanma Tekniği'ni kullanıp karşınızdakine saygıyla davranırsanız, hemen her zaman daha fazlasını elde edersiniz.
Karşınızdaki insanın haksız olduğu konusunda ısrar edince aslında her zaman onun haklı olduğunu kanıtlıyorsunuz. Tam tersine, eleştiriyi kaul ettiğinizde, yanlış olduğunu gösterirsiniz.
Gerçekler ses tonunuz kadar önemli değil.
Kavga ettiğiniz birini yatıştırdığınızda, her ikinizin de birlikte ölüp birlikte yeniden doğacağınızı söyleyebilirsiniz. Çünkü başınıza bela olan düşmanlık, güvensizlik ve hayal kırıklığı anında sıcaklık, sevgi ve saygıya dönüşecek.
Empati yaptığınızda, esnek, ilgili bir zihin ve sevgi dolu, sevecen bir kalp başarı için en önemli anahtarlarınızdır.
Her söylediğim konusunda çok çok dikkatli olmam gerektiğini hissediyorum, bazen de huzurumuz sürsün diye sesiz kalmam gerekiyor gibi geliyor. Ama ben sahte bir huzur istemiyorum.
Bazen, insanların bizim yapmalarını istediğimiz şeyleri yaptırma konusunda çok uğraşırsak, geri tepebilir.
Bazen empati için "sıfır tekniği" diye düşünüyorum. Kendi dşüncelerinizi, ihtiyaçlarınızı, duygularınızı öne çıkartmak yerine, tamamen karşınızdaki insanın üzerine younlaşıyorsunuz. Tamamen alıcı oluyorsunuz, bir anlamda o kişiye hiçbir şey vermiyorsunuz. Sıfır oluyorsunuz. Ama paradokssal olarak ona paha biçilemez bir şey veriyorsunuz.
Sorgulama, empati ile kardeş gibidir.
Çoğu zaman karşınızdaki kişi sadece içindekileri dışa vurmak ister. Eğer sözünü kesip onu rahatsız ede sorunu çözmeyi önerirseniz, muhtemelen daha fazla rahatsız olacaktır.
Sen dili suçlayıcıdır ve insanları savunmaya geçirir.
Hepimizin kabul görmeye ihtiyacı var.
İnsanlar değişmeye çalışırken, sıklıkla iki tane aynı şiddette kendini engelleyici örüntü arasında gelir giderler. Örneğin, sürekli kendinizi küçümsemekle eşinizi küçümsemek arasında ya da sürekli kendinizi suçlamakla partnerinizi suçlamak arasında gider gelirsiniz. Sonunda pes eder, hiçbir şeyin işe yaramayacağı sonucuna varabilirsiniz. Genel bir kural olarak, ilişki sorunlarını olduğunuzun tam tersine dönerek çözemezsiniz.
SADECE kendinizi değiştirebilirsiniz, sadece kendinizi kontrol edebilirsiniz. Başka birinin değişmeyi istemesi ve sizin istediğiniz şeyleri yapması için yapabileceğiniz hiçbir şey yok! Yapabileceğiniz tek şey kendinizi değiştirmek.
Örneğin, oğlunuz düşmanca bir şey söyleyip duygularınızı incitirse, onun görüşünü aslında yüzeyin altında kaynayan incinmişliğin ve kızgınlığın bir belirtisi olarak görebilirsiniz. Sonuç olarak, eğer sizi gerçekten sevmeseydi, kendisini mutsuz hissetmezdi.
Psikonet Yayınları, David Burns
Yorum Gönder