Bir Ömür Nasıl Yaşanır'dan Altı Çizili Satırlar - 2


"Bir Ömür Nasıl Yaşanır", ülkemizin medarıiftiharı olmuş bir tarihçinin gözünden, insan hayattaki anlam arayışına, bu arayışın tadını nasıl çıkaracağına ve süreç boyunca karşılaşacağı zorluklarla nasıl baş etmesi gerektiğine dair çok özel bir kılavuz...

 Rol Model Nasıl Olmalı?

İnsan ancak önündeki modele bakarak kendini belirleyebilir. O model, başka dünyalar kurabilen biriyse sen de o dünyaya adım atabilirsin.
Nostaljinin fazlası akla zarardır.
Yabancı Dil'in Önemi: Dil, dünyanızı rahatlıkla değiştirir; sizi farklı, belki hayal bile etmediğiniz yerlere taşıyabilir. Demek ki içinde bulunduğunuz çevreyi, öğrendiğiniz dil sayesinde yırtacaksınız. Ama unutmayın, tek bir dil öğrenmek asla yetmez. En az iki-üç dil bilmelisiniz.
Aydın olmak için şu üç şey muhakkak gerekir: Yabancı dil, hukuk bilgisi, mukayese becerisi. Merakınız olacak, gidişata bakacaksınız, olaylara müdahil olmaya çalışacaksınız. İçine girmeseniz bile ne oluğ bittiğini bilmeniz gerekir. Dünyayı takip edeceksiniz ama öyle sadece üç beş gazete kitap okuyarak değil; tutkuyla, hakkını vererek...
Nasıl çalışmak gerekir?
Yalnız kalmayı öğrenirseniz, düşünmeyi de öğrenirsiniz.
İş Seçiminin Önemi: İşinizi doğru seçin. Daha en başından aşık olduğunuz bir işi yapmaya gayret edin. Bunu yapmazsanız ne kadar çalışkan olsanız da hayattaki gayenii kaybedersiniz; zihniniz uyuşur.
Yalnız kalamayan insanın düşünce ve gözleme kabiliyeti yarım oluyor. Yalnız kalamamak yaratıcılığı öldürür.
Hayatlarında yeni bir pencere açmak isteyenlerin cesur olması gerekir.
Herkes hukukçu olacak diye bir kaide yoktur. Bizim muslukçu da yetiştirmemiz gerekir. Bir muslukçu bazen bir hukukçudan fazla işe yarar.
Nereleri görmeden ölmeyelim?
Semerkand, Floransa, Buhara, Roma, Kudüs.
Bir şehri gezmek emek ister. Okuyacaksınız, harita bakacaksınız, notlar alacaksınız, fotoğraf çekeceksiniz ve defter tutacaksınız.
Yurtdışında gezilmesi gereken ilk yer: İran. (Türkiye'yi anlamak için) Tebriz, İsfahan, Tahran, Kaşan, Kum, Şiraz.
Okumuş insanın görmesi gereken beş şehir: Petra, Antakya, Palmira, Efes ve İskenderiye... 
Batıyı anlamak için en mühim şehirler Floransa ve yanıbaşındaki Siena'dır.
Sırf Bastan Müzesi'ni görmek için Tahran'a gidilir. Sırf çarşıları ve mescitleri görmek için ile İsfahan'a gidilir. Sokakları için Yezd'e gidilir.
Görmeden ölmemek gereken şehirler: Semerkand, Buhara, Kudüs, İsfahan, Kahire, Şam, Roma, Floransa, Londra...
İslamiyetin en hoş yaşandığı yer Saraybosna'dır. Orada Müslümanlık, Osmanlılık ve medeniyet birleşmiştir. Ezan sade insan sesiyle okunur, pek güzeldir.
"Rüya Şehir" Semerkand'da, geceleri Registan Meydanı'nda oturmalısınız. Bu deneyim, ateş seyretmek gibidir; büyüleyicidir. Meydanda otururken tefekküre dalıyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz.
Güveliği hesaba katarak şehri gece de gezin. Gece bir şehrin güzelliğidir.
Bir toplum ancak filoloji bilgisine sahipse bütün zamanları kontrol ediyordur.
Bir millet krizle düşmez ya da yükselmez; bir millet ancak insanın eğitim niteliği yüksekse yükselir, gelişir, zenginleşir.
İyi okullar kurmalıyız, elit öğretmenler yetiştirmeliyiz, nitelikli imtihanlar yapmalıyız.
Bir şehrin nasıl bir yer olduğunu öğrenmek için, küçük insanın nelerle mutlu olduğuna bakın. Onlar şehirden istifade edebiliyorsa, orası iyi bir şehirdir. Burjuvazi yolunu her yerde bulur ama küçük insan bulamaz. 
* Hiçbir toplum yetenekli çocuklarını harcayacak lükse sahip değildir.
* Eğitim için 15 yaş önemlidir. Bu yaşa gelene dek lisan eğitimine başlamak gerekir. Piyano eğitimine de marangozluk eğitimine de...
* İnsanın çocuğundan dahi diye bahsetmesi, devamlı yermek, küçümsemek kadar tehlikelidir. Onun yanında olmasnı bilin yeter.
* Çocuklarınızı hayatın zorluklarına realist bir şekilde hazırlayın. Türkiye'de en küçük güçlükte tökezlemeye meyilli çocuklar yetiştiriliyor.
* Çocukların yokluğu, zorluğu, mahrumiyeti bilmesi lazım.
Sinemada İtalyanlar, müzikte Almanlar, romanda Ruslar, şiirde İranlılar en yükseğe çıkmıştır. Edebiyatta da Fransızlar.
Muhakkak izlenmesi gereken filmler:
* Andrej Wajda'nın filmleri
* Kryysztof Zanussi filmleri
* Istvan Szabo filmleri
* Macaristan Zoltan Fabri
* İtalya Roberto Rosselini
* Bernardo Bertolucci
* Lütfi Akad: Gelin, Düğün, Diyet
* Halit Refik: Teyzem, Dört Kadın
İranlılar iyi sinema yapar.
Rus müziğinin en büyüğü bana kalırsa Çaykovski değildir, Rahmaninov'dur.
Zehra Eren'i dinlemek zorundasınız. İnanılmaz bir sesi ve müzik bilgisi var. Hiç şüphesiz Dede Efendi'yi bilmeniz gerekiyor; Hafız Post'tan, Abdülkadir Meragi'den Buhurizade Mustafa Itri'den, Hacı Arif bey'den Rahmi Bey'den Rahmi Bey'den, Mesut Cemil'den haberdar olmanız yetmez; bestelerini de bilceksiniz. Operada 3 ismi dinlemeden olmaz: Verdi, Donizetti, Puccini.
Müzik sadece kültürün bir unsuru değildir, mantığın da parçasıdır; bir düşünce yöntemidir. Müziğin düşünme ve kavrama yetisi için kazanç olduğu açıktır.

İlber Ortaylı'nın Rus Edebiyatını başka bir yere koymasının nedeni; orjinal olması, Avrupa edebiyatı'ndan bir şey çalmamış olması.
Neden Tolstoy? Tolstoy okumadan roman okunmuş olunmaz, Tolstoy okumadan Rusya anlaşılmaz.

Bir insanın derinliğine kavuşması için İstanbul'u, Venedik'i, Napoli'yi, Kahire'yi yaşaması gerekir.

Bir şehir, insana ilgi sahaları sunabiliyotsa ya da belli bir dahanın içinde kişinin kendini geliştirmesini sağlayabiliyorsa özel bir şehirdir.


İlber Ortaylı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? Kronik Kitap

YORUM BIRAK

أحدث أقدم