Gitmek isteyenin kalbi sağırdır artık,
Sesini duyuramazsın ona.
Seni içimde asmaya kıyamıyorum diye
Yüzümü asıyorum her sabah...
Unuttuğu bir şey vardır gidenin.
Her yara kabuk bağlar başka bir yarla...
***
Tutmadığın sözlerin değil,
bıraktığın ellerimin kırgınlığı bu.
Bir yalana bel bağlamaz kimse.
İnsan, inandığına yanıyor en çok da...
***
Aklım hala sende
Ellerim hala senin
Burası hala çok soğuk.
Ve orası hala çok uzak bana.
***
Kokunu saldığın her rüzgar
Boğazıma sarılıyor boynum dururken.
Ne seni duymak yarıyor bana
Ne de bana sensiz kalmak yakışıyor.
***
Birbirine
Serçe parmağıyla küsen çocuklar kadar
Masum kalabilmeliydik küçüğüm.
***
Bana nefes ol.
Bir sabah tazeliğinde
Mağrurken gün ve tabii güneş,
İçime çekeyim seni.
Zamanın akmadığı bir yerde sarılayım sana.
Dünya dursun sen dön.
***
Yüreğime girecek kadar sevilen
Yanımda duracak kadar sevmedi.
İşte bundan ibaretti bütün kırgınlığım.
***
Ben hep aynı insana yenildim.
Aynı yaradan kanadım hep,
İyileştiğimi sandığım anlarda bir ayna olup geçti karşıma,
Bir kez daha sevdim eksik kalmayı.
Ben zaten hiç bir etmedim.
***
Her şeyin üstünü örten zaman
Çıplak bırakır çoğu yüreği
Bazı yaralar kapanmaz sevgilim
Bazı kapılar açılmaz kimselere.
***
Sana bir sır vereyim mi küçüğüm?
Açıldığın denizin adı ihanetse çektiğin her kürekte aldanırsın.
***
Yazgım kadar soğuk değil hiçbir mevsim.
Alnım kara kış.
Üşüyorum.
***
Mutluluğa yol alırken
Hüsrana da uğramayı ihmal etmeyiz.
***
Dedim ki:
Isınmak için güneşe ihtiyacımız yok.
Elimi tut.
***
Bilal Kızmaz, Kantes Yayınları
إرسال تعليق