Türkmenler ve Rumlar
İslamlaşma, Genel Bir Bakış
Gazi ve doyumdan vazgeçmeyen Türkmenlere karşı Selçuklu sultanlarının vergi veren Hristiyan tebaasını koruduğunu Bizans kaynakları da doğrular.
Osmanlı fethinde gaza ve zimmet dönemlerini ayırt etmezler; maalesef modern tarihçiler de bu rivayetleri aynen kabullenir ve nasıl olup da gayrimüslim kitlelerin Osmanlı idaresi altında devam ettiğini açıklayamazlar.
***
Aslında cizyeden kaçmak için Müslüman olanlar devlet defterlerinde ahriyan adı altında Müslüman toplumundan ayrı bir cemaat olarak kaydolunur ve gayrimüslimlere uygulanan kurallar uygulanırdı.
****
Hristiyan devşirme oğullarının Müslüman yapıldığı doğrudur. Fakat İslam fıkhı, belli bir yaş altında çocuğun masum, yani bir dini seçme yeteneği bulunmadığını söyler.
İzmir'i Fetheden Bizans'ı Titreten Türk: Çaka Bey
Çaka2Nın ve öteki Türk Beyleri'nin Ege ve Marmara Denizi bölgelerinde faaliyette bulundukları dönemi, Bizans Tarihçisi A.A. Vasiliev Bizans için kritik bir dönem noktası sayar. Çaka, o zaman en önemli rolü oynamıştır. Çaka'nın Batı Anadolu'yu alarak Bizans'ın geçim geçim ambarını ele geçirmesini ve Konstantinopolis tehdidini tarihçiler Bizans için ciddi bir tehlike sayar.
Son Araştırmalarla Ertuğrul Gazi'nin Gerçek Hikayesi
Mitolojiden Gerçeğe Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu
Heyet, Ertuğrul'un annesinin mezarını bulacaktır. Domaniç'te, Çamlıca Köyü'nde Ömer Ağa adında ihtiyar, heyete deri üzerine yazılmış bir belge getirir. Belgede, Hayme Ana'nın mezarının Çarşamba köyünde olduğu yazılıdır. Mezar kazıldığında bir sasnduka bulunur. "Hayme Ana'nın kemikleri ile gümüş muhafaza içinde hiç bozulmamış atlas bir yazma çıkar."
Osmanlı döneminde Türkmen boylarına verilen toplu bir terim de genel yörük adıdır. Osmanlı bürokratları, Şah'a bağlı Kızılbaş Türkmenlerden ayrı bir ad kullanma kaygısıyla kendi Türkmenleri için toptan Yörük adını kullanmışlardır.
Üçüncü Sakarya Zaferi
Türkmen gazi beylerinin üstünlüğü, sadece ganimet vaadiyle Anadolu içinden gelen binlerce "garibi" gaziyi bayrakları altında toplayabilmeleridir.
Göl ve Akköy
Orhan'dan (1324 - 1362) II. Bayezid (1481 - 1512) dönemine kadar Göynük köylerinin hemen hemen tamamıyla Türk adları taşıması dikkat çeker.
Akşemseddin
Defterde Derviş Bey'in faizle işletmek üzere 24 bin akça para vakıf yaptığını görüyoruz. Para vakıfları, 16. yy'da Birgivi Mehmed tarafından Şeriata aykırı sayılmış, memlekette büyük kargaşaya yol açmıştır.
Orhan Gazi Zamanında Müslümanlık-Hristiyanlık Tartışmaları
1354'te Tenedos'tan (Bozcaada) İstanbul'a gitmek üzere bindiği gemi Gelibolu'ya yanaşan Başkespokos Grigorias Palamas esir edildi. Bu olay, Osmanlı ilerlemelerinin İslam-Hristiyanlık mücadelesi gibi algılanmasına sebep oldu ve Ortaçağ'daki İslam-Hristiyan dinleri arasındaki tartışmalar bütün hareketleriyle yeniden gündeme geldi.
Ricaldo'nun eseri İslam'a karşı olmakla beraber Kur'an ve İslam üzerinde Bat'da yazılmış en yetkili kitap sayılır. O zamanlar Batı'da yaygın bir yanlış vardı: Hz. Muhammed'in Hristiyanlığın Batı'da yaygın bir anlayış vardı: Hz. Muhammed'in Hristiyanlığın bir mezhebini izlediği sanılıyordu. Riccaldo bu yanlışı düzeltti.
İsmail, sadaka dağıtımının Rumlar arasında adet olup olmadığını sordu. Palamas, evet dedi ve ekledi: Sadaka verme Tanrıya olan gerçek sevginin bir nişanesidir, bir insan Tanrı'yı ne kadar çok severse Tanrı da onu o derece günahlarından affeder.
I. Kosova savaşı Üzerine Çağdaş bir Kaynak: Ahmedi
I. Murat'ın ilk kez imparator anlamı taşıyan Hüdavendigar (Hünkar) ünvanını almasıdır. Ahmedi, Süleyman Şah'ın ölümü (1388) üzerine boşta kalan şair, bir velinimet aramnaya koyulur. Bunu İskendername'de şöyle anlatır:
Uc'dan Uc'a araduk bu 'alemi
Bulamadıl ehl-i kerem bir ademi
Kimi kerem ehl-i kimi ölmiş durur,
Kimi yoklukdan nihan olmuş durur
Timur vaktiyle Bayezid dönemindeki tüm yerel hanedanları kendine bağımlı hale getirmek suretiyle Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalanmış duruma getirince politikası güdülüyordu.
Timur savaşlar sonunda nihayet Bursa'ya girdi. Orada bastırdığı 806 tarihli (21 Temmuz 1403 - 10 Haziran 1404) gümüş sikkede Timur'un adını başta anmıştır.
Defineciler "tok" senin "baş" benim diye antik heykelleri kendi arlarında parçalayıp paylaşırmış. Müslüman mezarlıklarında da eski mezartaşlarındaki kavukları kırıp altın arıyorlarmış!
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler Kronik Yayınları, Halil İnalcık
Yorum Gönder