Zamanla zihninizin gevezeliğine kulak vermenin, bunun tamamen farkına varmanın size daha fazla hareket kabiliyeti kazandırdığına tanık olursunuz. Bu da yaşamla ustalıkla başa çıkmanızı sağlar ve size, önünüze çıkan zorlukları onlar aklınıza ve yaşamanıza egemen olmadan yenme özgürlüğünü sağlar.
Kendimiz için bunu keşfetmek zorundayız.
Düşünceleriniz sadece düşüncelerdir. Onlar sizin hizmetkarınızdır. Ne kadar yüksek tonda olurlarsa olsunlar, size emirler yağdıran patronlarınız değildir. Bunun farkına varmanız sizi olağanüstü özgür kılar, öfkeye kapılmadan sakin bir kafayla karar vermenizi sağlar.
Farkındalığın ışığı düşünceleri ürkütür.. Neden mi? Şöyle düşünebiliriz ve bu titreşim daha geniş bir bağlantı içinde yavaş yayılır. Bu titreşim son derece kısa süren bir "nabız atışı" olabilir (muhtemelen anlık bir görüntü verir) ama bir "düşünce" olarak algıladığımız şey hem anlık bir nabız atışı, hem de onun peşinden gelen izlenimdir.
Deneyimli bir meditasyon uygulayıcısı, zihni dağılmayan değil yeniden başlamaya alışan kişidir.
Zira en zorlayıcı düşünceleri, gerçekleri yansıtan doğrular olarak değil de sadece zihinsel olaylar olarak algılarsak büyük özgürlüğe ulaşırız.
Meditasyon bir bahçe düzenlemesi gibidir: Deneyimleriniz artar ve gelişir ve ürün, zamanla bahçıvanlıkta ustalaşmayla elde edilir.
Kaçınılmaz olanı kaderle ilişkilendirince değil, gerçekçi biçimde kabullenince sıkıntınızın bir kısmı hafifler.
Kabullenmek, zihnin olup bitenlere karşı derin bir anlayış geliştirmesini sağlar.
Kabullenmek bir durakasama, yer açma, var olmasını sağlama, olanları tüm netliğiyle görme demektir. Kabullenmek, sürekli tetikte olmamızı engellediği için ani tepkiler vermemizi de önler. Zorlukların farkına varmamızı, ne kadar acı olursa olsun onlarla ustaca başa çıkmamızı sağlar. Çoğu kez en akıllıca tepkinin hiçbir şey yapmamak olduğunu fark ederiz.
Sizin gçreviniz de aklınızı ve bedeninizdeki anlık oluşumlara karşı merak ve ilgi duymak, farkındalığınızı sürdürmek, böylece yaşamınızın kalbindeki güzellikleri gözden kaçırmamayı sağlamaktır.
Kendinizi yargıladığınızı fark ettiğiniz ehr an bu fark ediş, sizin daha büyük bir farkındalığa ulaştığınızın belirtisi olur. Zoruluklarla Yüzleşme meditasyonu size zor geliyorsa şimdilik onu bir yana bırakın ve her gün diğer meditasyonları yapın.
Sanırım ilk kez bir şeyleri oluşturmaya kalkışmamanın ne anlama geldiğini kavradım. Duyumların yok olmasını istemek yerine onları keşfediyorum.
Sevecenlik bir şeyleri değiştirir: Zihindeki "kaçınma" yolları kapanır, onların yerini "yaklaşım" yolları alır. Bu farklı yaklaşım açık yürekliliği, yaratıcılığı ve mutluluğu arttırırken bitkinliğe ve kronik huzursuzluğa yol açan korkuları, suçluluk duygularını, endişeleri ve stresleri ortadan kaldırır.
Çoğunlukla başkalarına empati göstermekten söz ederiz ama bunu kendimize karşı göstermek de aynı derece önemlidir.
Soluklanma Meditasyonunu Olumsuz Düşüncelere Yönlendirmek
Düşüncelerinizle farklı bir bağlantı kurmayı deneyin. Bunun için:
• Düşüncelerinizi kağıda dökebilirsiniz.
• Düşüncelerin gelip gitmesini gözlemleyebilirsiniı.
• Düşüncelerinizi "sağlıksız", "kaygılı" ya da olarak isimlendirebilir veya yalnızca "düşünmek" olarak niteleyebilirsiniz.
• Aşırı yorgun, acele hüküm veren, aşın gerıelleme yapan, içinde bulunduğumuz koşullan abartan ya da gereksiz, yere mükemmeliyetçilik eden bir durumda olup olmadığınız, kendinize sorabilirsiniz.
Alışkanlık Kırıcı
1. Yaşamınızı tekrar kazanmak
2. Bir başkası için iyi niyetli bir eylemde bulunun.
Einstein'ın Dehası ve Bilgeliği
İnsaoğlu, evren dediğimiz bütünün zaman ve mekanla sınırlı br parçasıdır. Kendini, düşüncelerini ve duygularını diğerlerinden ayrı tutmak değerlendirir. Bu, bilincinin bir tür optik yanılgısıdır. Bu yanılgı bizim için bir tutkularımızın ve en yakınımızdaki kişilere duyduğumuz ilginin içine hapseder. Bize düşen, sevecenliğimizitüm canlı varlıkları ve doğanın tüm güzelliklerini kucaklayacak şekilde genişleterek bu hapishaneden kurtulmaktır. Henüz kimse bunu tam olarak başaramadı ama bunu başarmaya çalışmak bile kendi başına özgürleşmenin bir parçası, içsel güvenliğin temelidir.
Her anınızın farkına vararak, gerçekten ne istediğiniz ve neye gereksiniminiz olduğuyla ilgili kararlar alarak gününüzün iyi ve kötü yanlarını kabullenmenizi kolaylaştırırsınız. Bunu yaparken mutluluk ve douma ulaşan beklenmedik yollar bulacaksınız.
Moral bozuk olduğunda motivasyon, eylemi izler, eylem motivasyonu değil. Önce eyleme geçersiniz motivasyon ardından gelir.
Şu anda kendim için neye ihtiyacım var?
Şu anda kendim için yapabileceim en iyi şey ne?
Keyif Almak
Yorgunluk, stres ve moral bozukluğu, hayatın tadını çıkarmak yerine "anhedoni" yaşamınıza yol açar; yani yaşamdan keyif almazsınız. Araştırmalar bunun başlıca nedeninin beynin değer verdiği merkezlerinin, onları harekete geçiren şeylere karşı duyarsızlaşması olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, farkındalıkla eyleme geçerek bu ihmal edilmiş merkezleri ufak ufak uyarır, şimdi de keyif aldığınız ya da keyif alabileceğinizi düşündüğünüz faaliyetleri seçersiniz.
1. Keyifli bir şey yapın.
a. Bedeninize iyi davranın.
b. Eğlenceli bir etkinliğe dahil olun: Attığınız minik adımlarla yeni baştan enerji kazanır, stresten kurtulur ya da kendinizi daha iyi hissedersiniz. Farkındalıkla harekete geçmeniz, bir kriz anında gerilmiş sinirlerinizi en fazla rahatlatacak eylemleri keşfetmenize yardımcı olur.
Farkındalık Çanları
Yemek hazırlamak.
Yemek yemek.
Bulaşık yıkamak
Araba kullanmak: Araba kullanırken neryee odaklandığınızın farkına varına varın. Örneğin katılacağınız bir toplantıya odaklanma kararı almış olabilirsiniz.
Yürümek: Yürürken algıladığınız duyuların farkına varın.
Stres ve Yorgunluk Ağır Bastığında Marissa Neyi Farketti?
Geçmişinde sıkıntılar yaşamış olduğu için şimdiki yorgunluğu, o eski düşünce alışkanlıklarını tetikliyordu: Bir sürü anı, bitip tükenmeyen önyargılar ve sürekli, " Ben hiçbir işe yaramam," düşüncesi.
Hepsi de kendisini zenginleştirecek eylemlerde bulunmasını engelliyordu.
Olağanüstü yoğun oşullarda oradan oraya koştururken günlük yaşamınızda en zor olan şey, kısacık da olsa böyle bir bütünleşme anı yaşamaktır. Çoğu kez bir işten diğerine koştururuz, o kadar ki her biten görev bir yenisini başlatır. Arada oturup durumu değerlendirecek, bir şeyleri tamamladığımıı fark edecek birkaç saniye bile bulamayız. Tam aksine, hemen her zaman "Bugün hiçbir şey başaramadım" demez miyiz? Ve çoğunlukla da bunu işlerin en yoğun olduğu zamanda söyleriz. Başka türlü yaklaşım olabilir mi?
*** Sürekli sahte hayaller kuraarız, oysa bize asıl gereken, yaşam zorlaştığı ve her şeyin dağıldığı anda kullanılmak üzere bir paraşüt geliştirmektir.
Güne farkındalıkla başlayın.
Günü soluklanma ile sonlandırın.
Farkındalık uygulamalarınızı sürdürün.
Duygularınızla dostluk kurun.
Kendinizi yorgunluk, hayal kırıklığı, endişe, öfke ya da benzeri güçlü duyguların pençesinde hissettiğinizde soluklanın.
إرسال تعليق