Kar Pekmezi Şilan Avcı 1

Kar Pekmezi Şilan Avcı


"Yedi Güzel Adam"ın senaristindne şiirsel bir roman



 hiç zaman vermeyi bilmedim.

sevgi verdim, hediye verdim, çiçek verdim, şiir verdim...

ama hiç "zaman" vermeyi bilmedim.

çünkü zamana inanmam.


***


Yaşasın kirlenmemiş tüm büyük çocuklar Mili!..


***


Bir kez giden hep mi gidiyordu baba?


***


Annem konuşmayı sevmeyen, içine kapanık, az gülen çok düşünen bir kadındı. Ama kesinlikle sadece bu kadar bir kadın da değildi. Her yaşta adamı kendine aşık edebilecek sihirli bir enerjiye sahip olduğuna emindim ama o hiç aşık olmuş muydu bilemiyorum. Babama olduğunu ve sanmıyorum. ÇÜNKÜ HİÇ KAVGA ETTİKLERİNE ŞAHİT OLMADIM. İstikrarlı bir sevgi ve kendi çemberind ebir huzurla ilerleyip gidiyordu ilişkileri. İkisi de hallerinden memnun gibiydiler. Fakat babamın anneme attığı içli bakışlardan anlıyordum ki babam bu kendine dönük, kalbi kapalı kadına deliler gibi aşıktı ve aşkının karşılıksızlığına olan mahkumuiyetini kabul etmiş, kendini en azından onunla aynı havayı soluyabilmenin derin sükutunda olmaktan memnun kılmıştı zamanla.


***

Özgürlük, kaybedecek şeyi olanlar içinimkansız mıydı pekş? Ya da tutsaklık mıydıkaybedecek çok şeyi olduklarımızı arttırmaya, sevdiklerimizi çoğaltmaya çalışıyorduk ki o zaman? Neden böyle hayalperest, durmadan sorular soran, sersem bir çocuktum?


***


Yaşama isteği ve yaşamam sevincini karıştırmamak lazım. Çok mesafe vardır ikisinin arasında. Biri sadce hayatta kalmayı anlatır, diğeri ise hayattan zevk almayı. Biz geceleri sadece yaşama isteğinin yarattığı gürültülü trenin yolcularıydık. Ama gğndüzlerimiz ve bazı tatil günlerimizde  yaşama sevincimizle dolup taşıyor, Şeref'in tabiriyle 'iki olgun ve dolgun' kadın gül gibi geçinip gidiyorduk. Ne güzel bir deyiştir o. Gül gibi geçinip gitmek...


***


Taze bir hüzün değil ki bu... Eskinin kirine karışmış bulaşmış her yerime...


***

Çocukluğumdan beri tiksindiğim bir şeydi, etin en çiğ ne pişmiş halini sevmezdim. İnsna eti bile itici gelirdi bana. Etle kaplı vücut fikri... İç organları kaplayan teni, .oğu zaman sadece et parçası olarak görür beni çok kızdıran birini, satırımı alıp rahatlıkla dorayabileceğimi düşünürdüm. Sonra masada gözlerimi gezdiririrken, yavaş ve düşünceli bir şekilde yemeğini yiyen annemin masumluğunu hissedince, onu  yüzü suyu hürmetine, bütün insanları doğramaktan vazgeçerdim. Hatta bütün insanlık için kruban verilmeye bile razı olduğumu hisseder, içime dolan insan sevgisiyle irkilip, besmele çekerdim.


***


İz bırakmak kolaydı ama silmek zordu her zaman.


***


Kabukklarını soymalı, içine bakmalısın yaralarının.Bütün şehvetiyle orada durur, bilmediğin sen...


*** 

Oldum olası kan bağına yüzvermem. asıl bağı, sevgiden geçtiğine inanırım. Ama evlat dedikleri başka bir şeymiş. Bir tek kızım... Kan bağının sevgiyle birleşip, kalbimde dev bir gölgeyle yükselebildiği, her güzel şeyden içinde fazlasıyla barındıran, aklımda gösterişli bir duygu efsanesine dönen sen... Sevgili kızım...


***


Devrilen Sokak

Zaman, hava, su, toprak oluyor içimin yanıgınında 'sen'...

Küllerimin arasından gülümsüyor, rahmine iniyorum kederin.

Bir ömür yetiyor kendimi incitmeme. Fazlası fazladır bazı şeylerinç

Çölde seraba yenilmiş, yeni yetme bir bedevi gibiydim. Gözlerimi üstüne dikmiş, bana akmanı bekliyordum.


***

Gözlerini kıs, Yavaşça kıs Mili. Usulca kapansın şehrin ışıkları. 

Ardından yükselsin siyah mührü bakışlarının. sf 74


Kar Pekmezi, Şilan Avcı, Yirmi 3 Yayınları





YORUM BIRAK

أحدث أقدم