Kar Pekmezi Şilan Avcı 2

Kar Pekmezi Şilan Avcı



Ellerim eskiye göre çok daha temiz görünsünler. Bir gün seninle tokalaşacakları günü bekliyorlar. O gün geldiğinde, ellerimin ne kadar temiz olduğunu fark etmelisin. Saçlarımın nasıl düüzgün tarandığını, giysilerimin son modaya nasıl uygun oldujklarını ve hepsinden önemlisi gözlerimde demlenmiş aşkı nihayetgörmelisin.Bir gün dükkanıma geleceğin günü, içinden sabır taşan bir sabırsızlıkla bekliyorum. Bir gün bu kapıdan girecek ve benden yasemin isteyeveksin. Biliyorum...


***


Yadigar... Hem kıskandığım, hem de uzaktan sevdiğim, bir daha etrafındaki hiçbir kadına aynı duyguyla yaklaşamayacağım o hüzünlü, güzel kadınç (Demek ki hüzünlü kadınlara da aşık olunabiliyormuş).


***

Bazıları hafifitir. Az incinir hayattan. Bir meşe ağacı yükle gezer bazılarıysa. (Sanırım en beğendiğim satırlar bunlar, ben de bir meşe ağacı yükle geziyorum. Fazla empatiden sanırım.)


***


Uzaktan seyrettiğim boynu bükük sevgilim.

Gel yetim sevdamızın göğsüne uzan.

Kalbimde sakladığım haram denen sevginin,

Karanlıktan uzakta sabahlarına uyan.


***


Bir insan bir insanın nesini sever? 

Yüzünden kendini sarkan çocuk gülüşlerini seviyorum, bir de kederli, oyunbaz, haylaz mimiklerini"


***

Bazı kadınlar babalarının gölgesine aşıktır. Bazen yeni aşklar gelir konar yerine. Bazen de hiçbir aşk dolduramaz yerini. Gelir içine oturur güneş görmeyecek o kar gölge. Kalbinde çözümsüz  bir düğümle, bir sevda büyümüştür. Kimi sevsen odur artık.


***

Aklımda sözcük sonlarına koymayı unuttuğum ünlemlerin şımarık küskünlükleri...

ayağımda pudra rengi bir aydınlık...

bugün her şey betimlenmeye yatkın...

bugün ayakkabı adımlık,

çantam kalabalığımın heybesi...

bugün eşyaların ruhu var...


*** 


Bazen uzağa giden yakınınız, uzakta kalınca daha çok yakınınız oluyordu hem. Daha iyi hissediyor, daa iyi anlıyordunuz onu. Bazen yan yana olmaktı tam da insanı aslında birbirine yabancılaştıran.


***


Hayal kurmak, geçmişten görüntü çalmakla balar. En anlamlı hırsızlıktır bu. İnsanı besler, büyütür, en başköşesine bırakkır huzurun. BAzen de huzursuzluğun... Neyi daha çok sevdiğinle ilişkilidir çağırıp çaldığın anlar. Neyi daha çok özlediğin ve tatmak istediğinle... "Sen" eder tam da yaptığın her hırsızlık. Seni tarif eder, seni açımlar. Yaşadığın her an, defalarca koplayıp katladığın, özenle saklandığın, kimselere vermediğin her şeye çalar. Sana çalar...


*** 


Neden kediler miyav, neden koyunlar mee, neden kuşlar bilmem ne?..

Neden ben sana hep 'a(h)şk!


***


Kolay değildir uyum sağlamak. Kendinizi inkar edecek noktaya gelirsiniz. Ya da yeni bir çekip gitme senaryosuna ihtiyacınız vardır... Belki de kendini sevmeyen, kendinden kaçan insanın en son yapması gerken şeydir çekip gitmek.. Ben kalmayı yakıştırdım en çok kendime.


***

Dokunmanın ne demek olduğunu kimse bilmiyor. Ellemekle eğleniyor insanlar Mili... Oysa beden kutsaldır, Emanet olan her şey gibi.


***


... öldüğünü bilmenin, onu beklemekten daha az acı verdiğini hissettiğim gün, üzerime çöreklenen suçluluk duygusuyla irkildiğimi hatırlıyorum.


*** 


Ulaşılmazla uzlaşınca; Aşk oluyor...


***

Aşkın yokluğunun huzursuzluğunu, kabullenişin huzuru içinde erittiğinizi sansanız da zaman zaman bu eksikliğin sancısına düşüyordunuz. Bütün dünyan bir yana, aşk bir yana oluyordu o farkındalık anında birdne. Yaşadığınız o huzur, o gösterişli güven ve sevgi çemberi; hepsi ateşli oklarla size saldırıyor, uzakta tuttuğunuz aşkın alevi, sizi dumanının çiçekli büyüsüyle yanına çağırıyordu. Ama gidemiyordunuz işte. Yeterince keskin bir bıçağın, vücudunuzda herhangi bir yeri kesip gitmesi gibiydi bu kalış. Oluk oluk kan akıyordu o çizgiden...


Kar Pekmezi, Şilan Avcı, Yirmi3 Yayınları








YORUM BIRAK

Daha yeni Daha eski