Rüya mı Yoksa Kâbus mu

Hayrola hayırgele
Radyodan bir ses


Ankara merkezli bir ordu kurulacak. Önce Akdeniz Bölgesinde savaşılacak. Sabahın ilk ışıkları. Kimi uyandırsam. Çekinerek babamın yanına gittim, soğukkanlı bir şekilde karşıladı. Pencereden dışarı baktım. Otopark tıklım tıklım. Araçların hemen hemen hepsi işe giderken haberi duyup geri dönüyorlar. Üst kat komuşumuz kirli sakallarını kesmiş, saçlarını kısaltmış. Selvi boylu heybetli biriydi. Ama haberi duyar duymaz birkaç dakikada 15-20 kilo vermişti sanki. Eşiyle, kızıyla vedalaştı. Eşi gözyaşı ve hıçkırıklarla “Ayrılığı hiç böyle hayal etmemiştim” dedi. Aşağı indim, kalabalığa karışmak, onunla vedalaşmak ve eşiyle dertleşmek için. Ellerimi omuzlarına attım,başımı da sağ elimin üzerine koyarak hıçkırıklarla ağladım. Tek bir kelime edemedik ikimiz de. Dahası Hasan abi eşinin yürek dağlayan cümlesine bile bir karışılık verememişti. Vedalaşmamaızdan sonra 5-10 metre ötede duran eşine doğru ilerledim. Ayakta duracak hali yoktu. Sanki oracığa yığılmaktan hicap etmiş, sadece sırtını dayayacak bir yer arıyor gibiydi. “Suzan Abla ben bu savaşı kaldıramayacağım diye içimden konuşarak ona doğru ilerliyorum. Meğer bu cümleyi hiç söyleyemeyecekmişim, yine her zamanki gibi sırrımı içme saklayacakmışım ki birden uyandım. Şakaklarım, alnım, başım hatta gözlerim neredeyse tim başım çatlayacak derecede ağrıyordu. Bu nasıl bir rüyaydı böyle. Herhalde üstümü açmışım diye düşünürken kollarımın buz kestiğini farkettim. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynada gözlerime baktım. Gözlerim çan kanağına dönmüştüve bir damla göayaşı yoktu. Kuru kuruya yanmıştı resmen. Peki sesim, sesime nasıl uyanmadı kimse. Hiç ses çıkarmamıştım ki. Ağlayamadığı zamanlarda boğazının düğümlenmesi nasıl ağrı verirse insana boğazım öyle ağrıyordu.
Sonra düşündüm... Savaş... Ne soğuk kelime, ne kadar dondurucu. Kendisi alevlerle, füzelerle, bombalarla yakıp yıksa da insanın kanını donduran bir vahşet. Adımın S harfi bile başlaması bile rahatsız eder duruma geldi. Sonra bir arkadaşımın konuşmadı geldi aklıma. 15 Temuz’dan sonra aylaaaar geçmişti. “Ömer Halisdemir ne zor bir kara vermiş. İnsanın aklına o anda her şey gelir: Eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri.” Kim bilir ne hayalleri vardı.
Rüyasını bile kaldıramadığım ve çoktan başlamış ama henüz birçoğumuzun evine düşmemiş bu savaş ortamında galibiyetimizi niyaz eder, tüm şehit anne/babalarımızın şehadet mertebesine ulaşan böyle yiğit evlatlar yetiştirdikleri için binlerce kere ellerinden öperim.



                                                                                                                       su düşü

4 تعليقات

  1. bir çin atasözü şöyle der ' askerler hep masumdur zalim olan savaştır'

    ردحذف
    الردود
    1. Çok doğru söylemişler. Savaşı icat edenin görmesin yüzü cennet.

      حذف
  2. Kaleminize yüreğinize sağlık sevgili Serap Bircan Avşar hanım 🙏🌺

    ردحذف

إرسال تعليق

أحدث أقدم